5 Ocak 2013 Cumartesi
Snowboard
Snowboard'un bu kadar popüler bir spor olması çok eski bir tarihe dayanmamaktadır.
Popülaritesinin doğumu 1990'lı yıllardır. Tabi bu süre Türkiye için geçerli değildir.
Türkiye'de 1993-1994 yılında bazı kişiler tarafından yapılmaya başlanıldıysa da
popüler bir hale gelmesi 4-5 yıl sürmüştür ve halen büyük bir hızla snowboard yapan
kişi sayısında büyük bir ilerleme vardır. Fark ettiyseniz snowboardcu demedim çünkü
maalesef bu insanların çoğu, sadece snowboard yaptığını söyleyebilmek amacıyla başlamış
olan ve günün büyük bir kısmını herhangi bir cafede güneşlenerek geçiren insanlardır.
Bu insanların snowboardcu olup olmadıkları ve istatistiklerde yer alıp almamaları kararını
sizlere bırakıyorum. Kişisel fikrimi merak edenler varsa snowboardcu değiller.
Dünya tarihine dönecek olursak,
öncülüğü 1970li yıllarda "Jack Burton Carpenter", "Chuk Barfoot" ve "Tom Sims" in
içinde bulunduğu bir grup tarafından yapılmıştır. Şu anda snowboard firmaları Burtonla beraber
en büyük snowboard üreticileri haline geldiler. Burton ilk olarak yüksek arkalı bağlamalar ( high-back bindings) metal kenarlar ve snowboard ayakkabıları üreterek pastadaki en büyük payı aldı.
İlk temelleri küçük water ski şeklinde ucunda ip olan ve ayakta durulan bölümde ortadan arkaya
kadar kaymayı önleyici pütürlü olan ve çocukken kaydığımız kızaklara benzer snurfer'la atılmıştır.
Bu fikrin sahibi 1960 lı yıllarda Sherman Poppin'di.
Zaman ilerledikçe bir grup rahatsız üniversite öğrencisi eğlenceli yarışlar düzenlemeye başladılar,
tabi ki sizlerinde tahmin edebileceği gibi Jake Burton da bu değişiklik arayışı içinde olan kişilerden biriydi.
Sonra bu yarışmalar esnasında, vahiy şeklinde bir fikir indi Burton'un aklına,
"Ayakları borda sabitlemek" -evet, evet harika bir fikirdi bu,
bu sayede ellerini yarışta kullanmaya ihtiyacı olmayacaktı.
Bunun ne kadar zekice bir fikir olduğunu yarışları kazanmaya başlayınca daha da iyi anladı Burton.
Snowboard gibi doğa üstü bir sporu geliştirmek isteyen tek kişi, şüphesiz Jake Burton değildi.
Aynı yıllarda Jeff Grell ilk olarak yüksek arkalı bağlamanın (highback binding) dizaynını yaptı.
Demetre Molovich ise winterstick'i buldu fakat finansman sağlayamadı. Ama yinede Molovich kendi dizaynı olan "Kırlangıç kuyruk" (Swallowtail) ve konstrüksyon"la gibi önemli faktörleri snowboard adına bulmuş ve tanıtmıştır. Kendisini burada saygıyla anıyoruz.
Ayakkabılar Sorels(TM) veya Sno-pac tipi ayakkabılar olarak geliştirildi.
İlk önceleri snowboard ayakkabıları sorel çeperli kayak ayakkabısı şeklindeydi. Bu ayakkabıların topuklar için yeterli destek vermediği ve bordun kontrolüne engel olduğu açıktı. İlk sert yapılı snowboard botları
kayak botlarından ibaretti. İlk sert yapılı botların üretimi 1980li yıllardan önce çok zaman almadı.
1985li yıllarda Burton Vermonttaki Strotton dağında açtığı mağazada çelik kenarlı ve
yüksek arkalı bağlamaları kendi dizaynlarında kullandı
ve bu sayede normal pistlerde bu bordların kullanılır hale gelmesini sağladı.
Yine aynı yıllarda Amerika'da kayak alanlarından sadece %7'sinde snowboard yapılmasına izin verilirken,
şu anda bu rakam %97 ye çıkmıştır. Ayrıca her snowboardcunun hayali olan Half-Pipelar
bu pistlerin yarısından fazlasında mevcut. Tabi maalesef bu durum yine Türkiye için geçerli değil.
Bir Half-Pipe'ın yapımının maliyetinin yüksek olmasından dolayı inşa edilmemesi
esasında snowboard'un Türkiye'de düşünüldüğü kadar gelişmediğinin bir kanıtıdır.
Duyarlı bir kaç güçlü firmanın sponsorluğunda bir Half-Pipe hatta bir Snow-Park'ın kurulması
son zamanlardaki en büyük umudumuzdur.
Son olarak Snowboardun bulunmasında ve bugüne kadar gelişmesine katkıda bulunan,
yukarıda adı geçen veya geçmeyen herkese teşekkür ediyoruz.
Hangi Boy Board Almalıyım?
Genelde insanlar, Hangi uzunluktaki board benim için en iyisi? Diye sorarlar.
Ama asıl sorulması gereken ve çoğunlukla sorulmayan soru ise:
"Bana en uygun genişlikteki bord hangisidir?" olmalıdır.
Snowboard'un uzunluguda, genişliğide sizin için doğru boydaki snowboardu bulmanız için önemli faktörlerdir.
Uzunluk
Uzunluk santimetre olarak ölçülür ve bazen sadece son iki rakam kullanılır.
Bu yüzden, Burton Custom 56 Burton tarafından yapılmış
ucundan, kuyruğuna kadar 156cm olan snowboardu ifade etmektedir.
Çocuk board'ları 100cm kadar kısadırlar, race ve power boardlar da 180cm den daha uzun olabilirler.
Sizin için doğru olan uzunluğu bulmak için, board'u boyunuzla orantılamalısınız;
Board'u ucundan tutuğunuzda, kısa bir board ise omuzunuz ve çeneniz arasında bir yere gelecektir.
Kısa board'larla manevra yapmak kolay olduğundan, kaymayı öğrenmek için oldukça iyidirler,
ayrıca bir çok numara yapan park ve pipe kayıcıları tarafından tercih edilirler.
Orta boy board, çeneniz ve burnunuz arasında bir yere gelecektir.
Bu uzunluk, orta düzeyden ileri düzeydeki snowboardcular için,
parklar ve dik yokuşlar dahil olamk üzere bir çok farklı arazi ortamında kullanılabilen bir büyüklüktedir.
Uzun board'lar göz hizanızlai kafanızın birkaç cm üzerinde bir aralıkta olurlar.
Uzun board'lar; hüksek-hız carving, deep power ve big mountain araziler içindir.
Boylarına gore ağır olan binicilerde yukarıdaki yöntemleri uygulayabilirler,
ancak daha katı flex board'ları tercih etmelidirler. Hafif binicilerin de gevşek flex board'lara ihtiyacı vardır. Unutmayın ki bu yöntemler sadece bir başlanğıç yapmanız içindir,
kişisel tercihleriniz, board'unuzun uzunluğunu seçerken en önemli faktör olacaktır.
Genişlik
Board'un uzunluğunda kişisel tercihlerinizi göz önünde bulundura bilirsiniz
ama genişliğinde böyle bir lüksünüz yoktur.
Board genişliği direkt olarak ayakkabı numaranızla ilişkilidir.
Küçük ayaklı binicilerin dar boardlara; aynı şekilde, büyük ayaklı binicilerinde geniş boardlara ihtiyacı vardır.
Board genişliği santimetre veya milimetre olarak ölçülendirilir,
board özellikleri içerisinde waist width olarak bulunabilir.
Doğru board genişliğini bulmak için en iyi yol, board'u yere koyup üzerine çıkmaktır.
Bağlamalarınızı bağlayın ve kayarken durduğunuz duruşunuzda olamaya dikkat edin.
Kayma pozisyonunuzda durduğunuzda botlarınız,
snowboardun kenarlarıyla aynı hizada veya birazcık taşıyor olmalıdır.
Eğer ayak parmaklarınız ve topuklarınız, kenarlara yaklaşmamışsa, dönüş sırasında gerekli olan baskıyı uygulayamazsınız. Diğer taraftan, eğer ayaklarınız board'un dışına taşmışsa, dönüş esnasında ayak parmaklarınız kar'ı tutacak ve fırıldak gibi dönmenize yol açacaktır. Bu olay bazen "toe drag" olarak adlandırılır ve gerçekten bir sürüklenmedir.
Snowboard Felsefesi
Bir çoğunuz Snowbord'u kışın yapılan bir spor olarak bilir.
Ama sizi temin ederim ki hepiniz yanılıyorsunuz.
Kışın yapılan bir spordan çok daha fazlasının gizli olduğunu fısıldar kulağınıza,
Eğer onu yeteri kadar dikkatli dinlyebilirseniz dağın sessizliğinde.
Snowboard yaptığınızda bütün dünyanız o olur. O anda sadece o vardır,
Onu yapmak için yaratılmışsınızdır ve onsuz olamazsınız.
Beyazlığın içinde kaybolur ve onun bir parçası olursunuz,
kendizi özgür ve kendiz hissedersiniz.
Bazen tek başınıza kayarsınız ve o anda dağın efendisi olur ona eğilmesini emredersiniz,
sizi aşağıdaki maceraya sürüklemesi için.
Diğer kış sporları için durum nedir pek bilemiyoruz, biz sadece bu lisanı biliriz.
Peki nedir bu Bord'u farklı kılan şey?
Tabi ki bizleriz.
Snowboard'cular (gerçek olanları tabi ki) farklı yaşam tarzlarıyla
hayata bakış açılarıyla,
özgürlüklerine olan düşkünlükleriyle,
hayattan tat almayı,
hayatı gerçek anlamda yaşamayı, "HAYAT" olarak kabul etmişlerdir.
Özgürlüklerine düşkün ve adrenalin için yaşayan insanların tutkuyla bağlandığı bir şeyin toplum çizgisinin dışında kalması şaşırtıcı değildir.
Temeline inildiğinde Bordun tercih edilme sebebinin de özgürlükle ve heyecanla bağlantılı olduğu görebilirsiniz.
Hareket serbestliği daha fazla, daha estetik görünen, farklı hareket imkanı sağlayan ve bu sayede
adrenalini tüm damarlarınızın tatmasını sağlaması bordu özel kılar.
Bununla birlikte Bordun özel olmasından ve az öncede ifade ettiğim gibi bordçuların kişilik
olarak birbirine benzemesinden dolayı,
aralarında gizli ama güçlü bir dayanışma vardır.
Tüm Bordçular birer SNOWBROTHERS'dır.
O yüzden birbirlerini hiç tanımayan birkaç bordçunun
birbirlerini uzun süredir tanıyormuş gibi davranmaları gayet doğaldır.
Bordla ilgili olarak bilinmesi gereken en önemli şeylerden birisi de,
ayağına Bordu takıp kayan herkesin Bordçu olmadığıdır.
Eğer akşam yattığınız da kışa kaç gün kaldığını sayıyorsanız,
Bord yapmanın hayalini kurarken uyuya kalıyorsanız,
Günün herhangi bir zamanında kendinizi bord yapmanın hayalini kurarken buluyorsanız,
Karın üstündeyken değil oturup çay, kahve içmeyi çişiniz gelir ve işerken zaman kaybederim korkusuyla su içmiyorsanız,
Melekler size en sevdiğiniz şey nedir diye sorduğunda cevabınız Bord yapmaksa,
Bordu dümdüz aşağıya inmek için değil uçmak için kullanıyorsanız,
Sabah 9.00 dan akşam 18.00 e kadar aralıksız kayıyorsanız,
Çok yorulup dinlenmek için durduğunuzda vicdan azabı çekiyorsanız,
Borddan döndükten sonra, sabah erken kalkıp Bord yapabilmek için sabahlara kadar diskolarda tepinmiyorsanız,
Telesiyejle her çıkışta bir an önce inmek için sabırsızlanıyorsanız,
Bord sizde bir tutku olduysa
Bordunuzu seviyor ve ona ismiyle hitap ediyorsanız,
Yaz kış fark etmeyip televizyonda Üstatları izleyip kuduruyorsanız,
Sizlere pistlerde kaymanın yasak olduğunu söyleyenlere ağzının payını verip kaymaya devam ediyorsanız,
Yazları kayamadığınızı düşünüp en azından kış için hazırlık amacıyla bacak güçlendirici spor yapıyorsanız,
Sakatlanmanın en korkutucu yanı bir süre kayamamak ise,
Sürekli olarak daha yükseğe zıplamaya çalışıyorsanız,
Eğer Bordçulara karşı sıcaklık hissediyorsanız,
Pistin içinde olduğu kadar dışına da takılıyorsanız,
Bir Bordçu kötü düştüğünde yanına gidip iyi olup olmadığını soruyorsanız,
Birimizin Bordunda bir problem söz konusu olduğunda elinizden geleni yapıyorsanız,
Bordçunun, biriyle dalaştığını görünce yardım etmek için yanına gidiyorsanız,
Gerçek bir Snowboardçu olabilmek için daha yapacak çok şeyiniz var demektir.
Etiketler:
cig dusmesi,
hayatin icinden,
kayak,
kaymak,
novo,
pal radyo,
pal station dinle,
radio,
radyo,
radyo dinle,
snowboard,
turizm,
uludag,
zaplat.com,
zaplata.bg,
zplat.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder